Gisaengchung - Parasite (2019)



Yönetmen: Bong Joon Ho
Senaryo: Bong Joon Ho, Jin Won Han
Oyuncular: Kang-ho Song, Sun-kyun Lee, Yeo-jeong Jo, Woo-sik Choi, So-dam Park,


Süre: 132 dakika

IMDb: 8,6
Rotten Tomatoes: 99%
Puanım: 9






Parazit, (Gisaengchung), Güney Koreli yönetmen Joon Ho Bong'un (The Host, Snowpiercer, Okja) 2019 Cannes Film Festivali'nden en büyük ödül olan Altın Palmiye (Palme d’Or) ile dönen filmi.

Film ile ilgili çok karışık duygular içerisindeyim açıkçası. Daha ilk sahnesinde başlayıp sonuna kadar hız kesmeden devam eden metafor ve göndermelerle dolu filmimizden çıktığımda çok güzel bir film izlediğimi düşünüyordum. Ancak daha sonra -tekrar düşünüce- “metaforlar ve göndermeler biraz yüzeyseldi galiba” demeye” başladım.

O kadar çok metafor ve gönderme var ki hepsini alt alta yazsam iki sayfayı rahat doldurur. Filmin adı bile metafor. Filmin merkezinde yer alan Güney Kore'nin en alt gelir grubundan bir ailenin, zengin bir ailenin yanına çeşitli oyunlarla kapağı atması ve bir parazit gibi onlardan geçinmeye başlaması anlatılıyor esas olarak.


Konuyu biraz daha detaylandırmak gerekirse: Anne, bana, erkek ve kız çocuklar olmak üzere toplam 4 kişiden oluşan ailemizin oğlu, bir arkadaşı vasıtasıyla (ve biraz evrakta sahtecilikle) zengin bir ailenin kızına özel İngilizce dersi vermeye başlıyor ve olaylar gelişiyor. Fakir ailenin oğlu, ablasını (ablası olduğunu söylemiyor tabi ki) ressam olarak tanıtıyor ve zengin ailenin küçük ve şımarık oğluna resim hocası olarak işe girmesini sağıyor. Daha sonra baba ve anne de sırasıyla -ve yine kimlikleri gizli şekilde- şoför ve temizlikçi olarak zengin ailenin yanında işe başlıyor.

Konumuz özetle bu. Ancak film ile ilgili olarak benim sormak istediğim ilk soru şu: Neden parazit? Filme bakınca ilk olarak fakir aile zenginin paraziti gibi geliyor ancak neden? Fakir ailenin fertleri kimliklerini gizleyerek girdikleri işlerinde gayet başarılılar. Zenginlerden herhangi bir şey çalmıyorlar; işlerini iyi yapıyorlar ve bunun karşılığında ücretlerini alıyorlar. Peki, bizler neden bu aileyi parazit gibi görüyoruz. Sahtekar olarak görebiliriz çünkü gerçekten de sahtekarlar ama parazit değiller. Burada fakir ailenin parazit ile özdeşleştirilmesi toplumda alt kesimden insanların her zaman parazit olarak görülmesine bir gönderme olabilir mi? Ayrıca, filmde fakir ailenin parazit olduğuna dair bir ima yok. Filmde kimin parazit olduğu belirtilmiyor. Belki parazit olan, zengin adamın karısıdır? Belki de bir bütün olarak zengin aile parazittir; fakir ailenin bireylerinin kendisine sunduğu imkanları (kızına İngilizce, oğluna resim öğretmek, arabayı sürmek, yemek yapmak) sömürmektedir? Ama bizler nedense hemen fakir aileyi parazit olarak görüyoruz. Bizi kendi düşüncelerimizle eleştiren bir filmle mi karşı karşıyayız acaba?


Film, anlattıkları açısından aslında yeni bir şey sunmuyor. Filmin temelinde yer alan sınıf farklılıkları, sosyal adaletsizlik gibi konular çok defa işlendi ve çok defa izlendi. Ancak Parazit, metafor yoğunluğu ve metaforları film içerisinden tekrar etme açısından başarılı. Fakir ailemiz, zengin ailenin haberi olmadan evlerinde kalırken, fakir ailenin annesinin “Ev sahipleri şimdi geri gelse babanız hamam böceği gibi saklanırdı.” demesinden iki dakika sonra zenginlerin eve gelmesi ve fakir aile fertlerinin gerçekten hamam böcekleri gibi sehpanın altına saklanmalarını gördüğümüz sahne ve bunun gibi diğer sahneler filme değer katan sahnelerdi.
Filmimiz bir metafor bombardımanı demiştik. Bu bombardıman içerisinden seçerek çıkardığım bazı göndermeleri paylaşmak istiyorum:
  • Parazitin parazite zulmü.
    Fakir ailemiz, evdeki eski şoför ve hizmetçiyi evden kovdurarak yerlerini aldıktan sonra (parazitler arası yaşam savaşı) evin eski hizmetçisinin geri gelerek evin o ana kadar bilinmeyen sığınağında dört yıldır orada yaşayan kocasına yemek vermesi. Ardından evin yeni hizmetçisine kendisini ihbar etmemesi için “Kardeşim” diyerek yalvarması. Yeni hizmetçinin eski hizmetçiyi ihbar etmek için polisi arayacakken kendi foyasının ortaya çıkması ve bu sefer yeni hizmetçinin eski hizmetçiye “Kardeşim” diyerek yalvarması ancak bu sefer de eski hizmetçinin acımaması. Fakirin fakire zulmünü ve parazitler arası savaşın ne kadar acımasız olduğunu göstermesi açısından benim için önemli sahnelerdi.
  • Yağmur.
    Gece vakti yağan yağmur, zenginlerin sadece tatil programını değiştirmelerine neden olurken fakir ailemizin yarı bodrumda yaşam mücadelesi verdiği evini lağım suyu içerisinde bırakır. Zenginler evlerinde oturup yağmuru seyrederken, fakirler kurtarabildikleri kadar eşya ile evlerini terk edip geceyi spor salonunda diğer fakirlerle geçirmelerine neden olur. Sınıf farklılıklarına dair daha önce de çok defa işlenmiş bir tema aslında (bkz. ince ince bir kar yağar fakirlerin üstüne). Yine de beni çok etkilediğini belirtmek isteriz.
  • Koku.
    Filmimizin mihenk taşı diyebileceğimiz bir kelime. Fakirlerin ve fakirliğin kokusu. Az güneş alan, bol rutubetli iyi havalandırılamayan küçük evlerin kokusu. Alt tabaka insanlar üst tabaka insanlarla bir araya geldiklerinde ne kadar çabalasalar da saklanamayan o koku. Zengin adamın, şoföründen aldığı ve filmin sonunda evinin bahçesinde insanlar bıçaklanıp ölürken ve kendi oğlu da kriz geçirirken bile almaya devam ettiği o koku. Sınıf ayrımının böylesine “farklı” şekilde aktarılabileceği hiç aklıma gelmezdi açıkçası.
Koku ile ilgili eklemek istediğim bir diğer nokta da şu: Parazit olmanın en önemli kuralı fark edilmemektir. Fark edilmediği sürece bir parazit huzur içerisinde yaşamını sürdürür ve üzerinden beslendiği canlıya zarar vermez. Ancak, fark edildiği zaman, yani artık o canlıyı sömüremeyeceğini, o canlıdan koparılacağını anladığında canlıya zarar verebilir. Koku da burada, bizim parazit ailemizin fark edilmesine sebep olan başat unsur ve parazit ailenin reisini bir cinayete sürükleyebilecek kadar önemli bir olay. Çünkü fakir ailenin babası da bir parazit ve kokusunun kendisini ele verdiğini fark ettiğinde sömürerek var olduğu canlıyı öldürmesi bir “parazit” olarak yapması gereken bir hareket.


Son olarak, hala filmi düşündükçe aklıma yeni yeni bağlantılar geliyor ve filmdeki sahnelere yeni anlamlar yüklüyorum. Her ne kadar bazı metaforlar yüzeysel ve gereksiz gelse de son zamanlarda izlediğim filmler içerisinde beni en çok etkileyen yapım olduğunu belirtmek isterim.


Yorumlar